SHUTTLE

Shuttle elektrikli araç ve otomotiv alanında branşlaşmış uzman bir ekip tarafından tasarlanarak üretilmektedir. Yeni nesil teknoloji ile üretilen bu araçlar sahip oldukları elektrikli yürüyüş motorları sayesinde doğaya zarar vermezler. Çevreci duruş sergileyen firmaların sayısı günden güne artmaktadır. Bu durumla doğru orantılı olarak, içten yanmalı motor sistemiyle çalışan yolcu taşıma araçlarının yerini  elektrikli otobüsler almaktadır. “Elektrikli otobüsler neden daha iyi?” sorusunun kısaca cevabı; uzun vade de daha ekonomik olmaları, doğa dostu olmaları ve elektrik fiyatlarının genellikle akaryakıtlardan daha ucuz olup daha sabit olmalıdır.

Elektrikli shuttle araçları; havalimanları, üniversiteler, oteller, büyük fabrikalar ve toplu konutlar tarafından yoğun ilgi ve talep görmektedir. Bu tip elektrikli ulaşım araçları özellikle; havalimanı terminallerinde yolcuların taşınması ya da üniversitelerde öğrencilerin kampüsler arası ulaşımı amacıyla servis olarak kullanılmaktadır. Elektrikli yolcu taşıma araçları belirli bir eğim oranına kadar yokuş çıkabilmektedir. Bu sebeple dik yokuşların bulunduğu yollar için elektrikli yerine benzinli shuttle tercih edilmektedir. Elektrikli shuttle servis araçları kısa mesafelerde ve düşük hızlarda kullanılmaktadır.

Shuttle araçları kapanabilir ve açılabilir gövdesi sayesinde dört mevsim kullanıma uygundur. Genellikle 12, 14 ve 16 yolcu taşıma kapasitesiyle üretilmektedir. Fakat talep ve projeye özel olarak daha küçük ya da büyük kapasitede de üretilebilmektedir. Standart özelliklerin dışında istediğiniz özellikler doğrultusunda da üretim yapılarak taleplerinizi karşılayacak çözüm ortaklığı tarafımızca gerçekleştirilmektedir.

Elektrikli Araçların Kısa Tarihi

Elektrikli araçlar, 19. yüzyıldan beri buralarda. 19. yüzyılın başlarında, Macaristan, Hollanda ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki araştırmacılar, pille çalışan araçlar fikrini keşfetmeye başladı. Daha önce elektrik motoru ile çalışan araba ile ilerleme kaydedilmişti. Ancak, insanlar daha kolay ve hızlı bir şekilde dolaşmak istediklerinden dolayı at arabaları ve içten yanmalı motorlu araçlar, elektrikli araçların gelişimini yavaşlattı.

1835 yılında, Amerikan Thomas Davenport, küçük bir lokomotif olan ilk pratik elektrikli aracı inşa etmek için çalışmalara başladı. Kısa bir pistte küçük bir model araba çalıştırmak için bataryayla çalışan bir elektrik motoru geliştirdi. İlk başarılı elektrikli otomobil ise 1890’da Amerika Birleşik Devletleri’nde yapıldı. Iowa’daki Des Moines William Morrison, altı yolcu alabilen ve saatte 6 ila 12 mil hıza ulaşabilen bir elektrikli araç üretti.

Bu ilk buluş elektrikli otomobillere olan ilginin artmasına yardımcı oldu ve otomobil üreticileri dünya çapında kendi versiyonlarını oluşturmaya başladılar. Bu olağanüstü ani ilgiden dolayı elektrikli arabalar 1900 yılına kadar çok yüksek popüleriteye ulaştı ve yoldaki araçların çoğunluğunu oluşturdu.

O dönemde elektrikli arabalar tercih edilen araçlardı. Ancak aynı tarihlerde, benzinle çalışan otomobilde, elektrikli otomobilin biraz ivme kaybetmesine neden olan iyileştirmeler yapıldı. Benzinli araçlar zamanla elektrikle çalışan araçların popülaritesini aştı.

1935’te, elektrikli arabalar neredeyse ortadan kayboldu. 1970’lerde elektrikli arabalar piyasaya geri döndü. Benzinli otomobiller, daha iyi performans ve güvenilirlik nedeniyle popüler olmaya devam etti ancak elektrikli araçlarda piyasada tekrar kullanılmaya başlanmıştı.

1990’lı yıllarda, elektrikli araçlar, çevrecilik ile ilgili toplumsal kaygıların artmaya başlamasıyla daha popüler hale geldi. 21. yüzyılın başlarında ise, elektrikli otomobillerin teknolojisi çok daha fazla gelişti. İnsanlarında daha bilinçli hale gelmesiyle beraber çevre dostu araçlar oldukça popüler durumda. Dolayısıyla bu yüzyılda elektrikli araçlara olan talebin sayısı her geçen gün artıyor.